Sayfalar

22 Ekim 2019 Salı

PARİS, BRUGGE, BELÇİKA ROTAMIZ-1


Merhabaaaa,

Geçen yıl (12-18 Şubat 2019 tarihlerinde gitmek üzere) Pegasus kampanyasından çok uyguna aldığımız Paris gidiş- Brüksel dönüşlü uçak biletlerimizle tam 6 günde 3 şehir gezmeye çalıştık:-)

ilk durak PARİS'le başlıyorum:

Paris, Orly havaalanına indiğimizde orada yaşayan arkadaşlarımız bizi karşılamaya gelmişlerdi bile. İnsana bazen gittiği bir başka ülkede karşılayanlarının olması inanılmaz mutluluk veriyor değil mi? Ya da bana öyle geliyor bilemiyorum. Sağolsunlar bizi havaalanından aldıkları için ben burada kendi kendime başka hiçbir ulaşım aracı kullanmadım. Bu yüzden de size şu otobüse binin, metroda şu hattı kullanın gibi bilgiler veremeyeceğim.

Konaklamamızda arkadaşlarımızın evinde oldu. Paris'te 2 gün kaldığımız için her yerini istediğim gibi sindire sindire göremedim açıkçası. İnşallah bir başka sefere vakit ve de nakit tam yerinde olduğunda en az 1 hafta kalıp gezmek görmek isterim:-)

Tabii ki ilkd urağımız Champs  Elysees( Şanzelize) oldu. Şanzelize, bizim Bağdat caddesinin (sadece iki kati kadar daha geniş bir caddeyi düşünün) çok benzeri. Cadde üzerinde sağlı sollu cafeler, lüks marka mağazalarıyla daha büyük Bağdat caddesinde yürüyor hissine kapıldım bir an. Açıkçası bana Şanzelize çok tat vermedi. Laduree'den macaronlarımı alıp yedim. Bir başka cafede kahvemi içip o havayı solumaya çalıştım ama bana yetti arttı:-))


Ertesi gün rotada ilk tabii ki Eiffel kulesi vardı. MetroylaTour Eiffel durağında inip biraz yürüdükten sonra hafif puslu havanın bulutlarının arasında karşımda duruyordu o meşhur demir yığını:-) Şehre gerçekten de anlam katan Fransa'nın simgesi olan bu kule şehrin bir çok yerinden ve açısından görülebiliyordu.







 Bu civarda hep arkadaşlarımızın tavsiyeleriyle bir yerlerde yedik, içtik. Her biri çok keyifliydi. 

Buradan da Notre Damme kilisesinin oldğu muhite geçtik. Pek tabii Notre Damme dışarıdan ve içeriden acayip ihtişamlıydı. Farkındaysanız tüm dinlerde ibadethanelere inanılmaz bütçeler harcanmış ve inanılmaz işçilik harcanmış. İnsan birçok şeyi sorguluyor işte bu binaları incelerken. Ne demek istediğimi anlayanlar anlamıştır zaten:-)





İnanılmaz kalabalıktı içerisini biraz hızlı çekim gezmek zorunda kaldık. Buradan da Mont Marte'e geçtik. Hani Moulin Rouge falan var ya o semte işte:-) Ben Mont Marte'i çok beğendim. Sacre Cour bazilikası da buraya çok yakındı.  Mont Marte'da küçük sevimli kafeler,sokak ressamları, sokakta müzik yapanlar, tatlı hediyelik dükkanları ile çok sıcak bir semtti. Mutlaka ama mutlakaaa Sacre Cour ve Montmarte'ı gezin. Burada oturun, soluklanın oranın atmosferini yaşayın. Her bir dakikasını uzuuunn uzuunn hissedin. İnanın burada aldğım hazzı Şanzelize'de veya Paris'in ünlü cafesi CAFE DE FLORE'da almadım ben. Haa, vaktiniz varsa tabii Cafe de Flore'u da görün ama görmezseniz de çok şey kaybetmezsiniz.









Mesela; bütün ünlü ve önemli insanların hatta bizden de Yılmaz Güney'in ve Ahmet Kaya gibi ünlü isimlerin de yattığı kabristana girmek istedik ama şansımıza genel bir bakım olduğu için kabristan o gün ziyaretlere açık değildi. sadece dışarıdan baktık. O yüzden o fotoyu koymuyorum bile. Çünkü dışarısındaki duvarlarda orada yatan gelmiş geçmiş her bir bireyin isimleri yazıyordu. Artık gittiğinizde siz benim yerime de ziyaret eder görürsünüz:-))




Her bir meydan ve meydancıkta da üyüklü küçüklü atlıkarıncaların olduğu isimlerini hatırlayamadığım yerlerden geçtik. Prenses Diana'nın basından kaçarken kaza yaptığı tünelin oradan geçtik. Sizleri sıkmamak adına artık o detayları yazmıyorum ve fotoğrafa da boğmak istemiyorum. 

Paris ben de bu kadarcık işte:-))

Bundan sonra ki yazımın içeriği ise Paris'ten trenle BRUGGE'e geçişimiz olacak.













1 yorum:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

LinkWithin

Masal şehir BRUGGE

Paris, Brugge, Brüksel rotamızın ikinci ayağı BRUGGE ile ilgili notlarımı okuyabilirsiniz. Umarım beğenirsiniz ve size de fikir verir. Benim...